Ayasofya İstanbul
Ayasofya’nın derinliklerinde
Ayasofya’nın derinliklerinde

Göksel Gülensoy yeni belgeselinde Ayasofya’nın zemininin altında yatan gizli sırlarını gün yüzüne çıkarmayı denemişti. Kendisi ile beraber 2 dalgıç ve 4 mağara araştırmacısından oluşan bir takım kurmuş ve bu takım su sarnıçları hakkında daha fazla bilgi bulabilmek için Topkapı Sarayı ve Yerebatan Sarnıcına bağlanan su rezervlerine dalış yapmıştı.  

1998 senesinde çalışmalarına başlamış olmasına rağmen, çalışmalarını 2009’da 50 dakika süren “Ayasofya’nın Derinliklerinde” isimli belgeseliyle tamamlamıştır. 

İlk keşfedilecek şey girişe en yakın olan rezervuar idi. 12m derinliğindeki bu rezervuarda dalgıçlar iki kalın moloz ve dokunulduğunda toza dönüşen kovalar bulmuşlardı.

Ikinci rezervuarda 1917ye tarihlenen bir düzine şişe ve avizelere ait cam parçaları, 2 halkalı bir zincir ve vitray parçaları buldular.

Boğaziçi Uluslararası Mağarabilim topluluğu Ayasofya’nın ana odasının altındaki tünelleri arama işini üstlendi. Sultanahmet Meydanı2na ve Topkapı Sarayı’na uzanan 2 adet taş tünel keşfettiler. Her iki tünelin de sonu 50m den sonra ikiye ayrılıyordu ancak tüm geçişler kapanmıştı.

Aydın Menderes araştırlamarının birinde, taşların arasından sızan gün ışığını görene kadar Topkapı Sarayı yönüne doğru ilerledi. Kalem kamera kullanarak vardığı noktanın Sarayın avlusu olduğunu gördü. Daha sonra 2 ayrı odaya ulaşan diğer tüneli araştırmak üzere geri yürüdü. Burada kemikler ve kırık testiler buldu. Buranın Ayasofya’da ilk gömülen kişi olan Aziz Antinegos ve Patrik Anthanasius’un mezar alanı olduğu düşünülmektedir.